Büyük bir hayranlıkla başlamıştım Heroes'a. Lise yıllarımda pazar günleri Cnbc-e'yi bekliyordum yine. Bir saat boyunca televizyon benim oluyordu.
İlk fragmanını izlediğimde efsane bir dizi geliyor demiştim. Güneş tutulması olayı ilginç kılıyordu. Tabii bir de süper güçleri olan kahramanlar. Her bölüm sonunda bir hafta sonraki bölüm sabırsızlıkla bekleniyordu. Süper güçlerle dolu süper kahramanlı süper bir sezon geçirdi. İkinci sezon da iyi diyebiliriz ama biraz düşmeye başlamıştı. Üçüncü sezonunda artık seyircisini kaybetmeye başlamıştı. Dördüncü sezon artık zoraki bitirdiler diziyi. Açıkçası biraz üzüldüm bitmesine. En azından en baştaki başarılarını sürdürebilseydi. Çünkü karakterlerini seviyordum. Hikayesi de güzeldi, ama çokça kopukluklar vardı bence.
Süper kahramanlarla dolu bir dizi peki neden sonlandırıldı? İzlenmeme sebebi kötü olmasından dolayı mıydı peki? Belki bir oranda ama devam edebilecek kapasiteye sahip bir diziydi. Lost'ta sonra gelmesinin de bir etkisi olabilir tabii. Lost bir bakımdan çıtalaları yükseltti ve bir nevi 'kopyaları' oluşmaya başladı. Ben Heroes Lost'un bir kopyası demek istemiyorum, ama bu konseptte bir dizi yapılmasına yol açmıştır diyebilirim.
1. sezon-1. cilt: Yaratılış (Genesis) (2006-2007)
2. sezon-2. cilt: Nesiller (Generations) (2007-2008)
3. sezon-3. cilt: Caniler (Villains)
4. cilt: Kaçaklar (Fugitives) (2008-2009)
4. sezon-5. cilt: Kefaret (Redemption) (2009-2010)
6. cilt: Cesur Yeni Dünya (Brave New World)
Dizi birçok karakterden ve birçok hikayeden oluşmaktaydı. O yüzden kalabalıklık akıl karıştırdı. Birinci sezonda tam karakterler oturmaya başlamışken ikinci sezon üçüncü sezon dördüncü sezon derken birçok karakter daha eklendi (bir kısmı da diziden ayrıldı, Sylar sağolsun). Bir sürü küçük rolde küçük hikayeler dahil oldu. Tam karakterin hikayesine alışmışken hop diye hikayeden çıkarıldılar.
Hikayeler takip edilemez oldu, dallanıp budaklandı ana hikaye. Villains cildinde bir sürü kötü karakter dahil oldu diziye. İyiler kötü, kötüler iyi rolüne büründü. İyi ve kötünün karışımı diziye pek de yaramadı.
Dizinin başından beri Noah Bennet ve Angela Petrelli'nin iyi mi kötü mü olduğunu anlayamadım mesela. Tam heh diyorsun iyi adammış, bir anda hikaye değişiyor yine karşımıza kötü adam olarak çıkıyor.
Dizinin karakterlerinden bahsedeyim biraz da:*(Spoiler içerir.)
Peter Petrelli: Nathan Petrelli'nin kardeşi. Mesleği hemşireliktir. Karşılaştığı tüm güçleri kopyalayıp kullanabilme yeteneğine sahiptir. Babası 3.sezonda güçlerini almıştır daha sonra kendine bir iğne yapmış ve sadece dokunduğu kişinin gücünü alma (başka bir güç alırsa önceki kaybolur) yeteneğini kazanmıştır.
Claire Bennet: Mr. Bennet'ın üvey kızı. Daha sonradan ortaya çıkıyor ki biyolojik babası Nathan Petrelli'dir. Hızlı hücre yenilenmesi gücüne sahip.
Ando Masahashi: Hiro'nun en yakın arkadaşıdır. Kaito Nakamura'nın (Hiro'nun babası) şirketinde çalışır. Hiro ile birlikte hareket etmektedir. İlk sezonlarda süper güce sahip değildir. 3.sezonda Arthur Petrelli, Hiro'nun güçlerini alıp onu 16 yıl geride bırakınca, Hiro'yu kurtarabilmek için kendine özel formülü içeren iğne yapmış ve bir güç kazanmıştır. Gücü kırmızı kıvılcımlar fırlatabilme ve gücü olan kişilerin güçlerini arttırmadır.
Gabriel Gray(Sylar): Gabriel, asıl mesleği olan saat tamircisiyken, içindeki katil potansiyelini keşfedip cinayetler işlemeye başlamıştır. Dizideki en kötü ve en güçlü karakterdir. ‘Süper kahraman’ güçleri olan Gabriel, Sylar haline geldikten sonra sayısız cinayet işlemiş ancak dördüncü sezonda içindeki iyi insan olma isteğine yenilmiştir. Yeteneği ise; karmaşık sistemi olan her şeyin nasıl işlediğini anlayıp, onları tamir etmesi ya da yok etmesi.
Nathan ve Peter'ın kardeşi sanılmasına rağmen 3.sezonun son bölümlerinde kazandığı yalanları anlayabilme yeteneğiyle bunun bir yalan olduğunu anladı. Her şeyin nasıl çalıştığını anlama yeteneğine sahip. Özel olma isteği nedeniyle güçleri olan insanları öldürüp beyinlerine bakarak onların özelliğine sahip oluyor. İlerleyen zamanlarda insanların gücünü empati kurarak da alabileceğini fark etmiş olmasına rağmen bir süre sonra öldürme tekniğine devam eder. 4. cildin sonunda Nathan Petrelli'yi öldürmüş ardından Angela Petrelli Matt Parkman'ı zorlayarak beynine girmesini sağlamıştır. Böylece Matt Parkman Sylar kimliğini beyninden silip kendisini Nathan Petrelli sanmasını sağlamış ise de, 5. ciltte Sylar tekrar kendi kimliğine dönmüştür.
Nathan Petrelli: Peter Petrelli'nin kardeşi. Uçma yeteneğine sahip. 3. sezon sonunda Sylar tarafından öldürülüyor.
Noah Bennet: Çalışanı olduğu Primatech Kağıt Şirketi'nde süper güçleri olan insanları toplama görevi edinmiştir. Claire Bennet'in üvey babası.
Mohinder Suresh: Hintli bir genetik bilimci. Genom projesi sayesinde insanların genlerinden gücü olanları bulmaya çalışıyor. Babasının oluşturduğu, özel güçlere sahip insanların bulunduğu bir liste aracılığıyla kahramanları buluyor ve onlara yardımcı olmaya çalışıyor. 3. sezonda kendisine güç vermiştir.
Matt Parkman: Los Angeles'ta bir polis memuru. Diğer insanların düşüncelerini okuma ve onları kontrol etme yeteneğine sahip. Sonraları, tuhaf bir şekilde Isaac Mendez in gücüne sahip oldu.
Hiro Nakamura: Babasının şirketinde bilgisayar programcısı olarak çalışıyor. Uzay-Zaman'ı bükme, ışınlanma gibi yetenekleri var. 3. sezonda bir ara güçlerini kaybediyor ancak Matt Parkman'ın oğlu Matthew Parkman özel güçleri sayesinde güçlerinin bir kısmına yeniden kavuşuyor.
Niki Sanders/Tracy Strauss: Süper güç olarak ikinci bir karakter olan Jessica'ya sahiptir. Micah'ın annesi ve D.L'in karısıdır. 2. sezonun sonunda ölmüş, 3. sezonda bir ikiz kardeşi (Tracy) olduğu ortaya çıkmıştır. Üçüz olarak doğan bu kardeşlerden (Barbara) ise henüz dizide görünmemiştir.
Tracy, valinin baş danışmanı ve sevgilisi, 3. sezonda ilk kez göründü. Lakabı "ice queen" ve yeteneği dokunduğu şeyleri dondurmaktır.
Isaac Mendez: New York'ta yaşayan bir ressam. Transa geçtiğinde gelecekte olacak bir olayın resmini çizebilir. 9th Wonders! adlı bir çizgi romanın çizeridir. Sylar tarafından işkence edilerek öldürülmüştür.
Micah Sanders: D.L Hawkins ve Niki Sanders'ın zeki oğlu. Elektronik aletleri komuta etme yeteneğine sahip. 4. ciltte REBEL/ASİ olarak da tanınıyor.
Dizinin akılda kalan mottosu:
Bir de tüm dizide geçen bir sembol vardı. 12. bölümde Ando Masahashi sembolün iki Japonca karakterin birleşimi olduğunu ortaya çıkartmıştır. "Büyük yetenek" manasına gelen 才 (sai) ve "mucize" anlamındaki 与 (yo) karakterlerinin birleşimidir. Dizide Tanrı vergisi işareti olarak söylenmektedir.
*wikipedia
Mutlu günler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder