19 Aralık 2015 Cumartesi

Rome (2005-2007)

-Spoiler içerebilir-

Uzun zaman oldu diziyi izleyeli. İnanır mısınız bunu Cnbc-e’de görüp de izlemeye başlamadım. Spartacus izlerken fark ettim ki bu tarz dizi seviyorum. Dizide Roma tarihi aslına sadık kalınarak anlatılmış, ilginiz varsa oldukça hoşunuza gidecektir.

  


Sezon başına yapımı için en çok para dökülen diziymiş kendisi. Finansal olaylar yüzünden yayından kaldıracak kadar yüklü meblağlardan bahsediliyor. O döneme özel mekanlar kurmak, dekordan tutun da kıyafetlere kadar en ince detaylarla görkemli Roma'yı yeni baştan kurmak kolay olmasa gerek. Görsellik için hiçbir harcamadan kaçınılmamış bu da ne yazık ki dizinin sonunu getirmiş.





Sezon sayısı ve bölüm sayısı maalesef az. O yüzden bölüm içlerinde ya da bölümler arası zaman atlaması yaşanıyor, ama rahatsız edecek şekilde değil. Diziyi çok seveceksiniz, karakterlere hayran olacaksınız, her şey tam yerine oturdu derken bir anda dizi bitecek, içiniz buruk kalacaksınız öylece.


Müzikleri çok güzel, oyuncular ve oyunculukları harika. Akıllardan çıkmayan karakterleri Titus Pollo, Mark Anthony, Kleopatra, Atia ... hepsini mi sayayım bilmiyorum ki. Her bir karakter öyle bir yerleşmiş ki oyunculara.

Dizi ana bir konu etrafında dönerken yan hikayelerle yan karakterler de dahil oluyor olaylara. Sadece üst tabaka değil Roma'nın alt kesim insanları diyebileceğimiz askerlerin ve ailelerinin yaşamını da anlatıyor.

Baştan uyarmakta fayda var, dizide cinsellik teması fazlasıyla bulunuyor. O dönemlere ait yaşayışı, kanunların ve ahlaki değerlerin oturmadığını en 'doğal' haliyle göstermişler. Güç, entrika etrafında dönüyor her şey. Kan dolu savaş sahneleri beklemeyin, çokça yer almıyor.

Şu kadar zaman geçmesine rağmen hala aklımda kalan sahneleri var. Tabii ki tahmin ettiğiniz gibi Caesar'ın senatodaki ölüm sahnesi bunların en başında yer alıyor. Ama beklediğiniz kalıplaşmış "Sen de mi Brutus?" cümlesi dizide geçmiyor ama Sezar'ın bakışlarından hissedebiliyorsunuz o cümleyi.


Vorenus ve Pullo arkadaşlığı dizinin en güzel şeyi.



Titus Pullo : Dizideki favori karakterim. Karizması ve sert tavırlarıyla resmen dizinin baş kahramanı. Keyifli, eğlendirici, güçlü kuvvetli karakterimizi bir de aşık olduğunda görün.



Lucius Vorenus : Dürüst, eşine ve ailesine sadık, Roma'ya sıkı sıkıya bağlı olan asker. Uzun yıllardır seferde olduğundan ailesine yabancılaşmış. Eşi ve çocuklarının kurduğu düzene ayak uydurmaya çalışıyor.




Niobe : Vorenus'un karısı. Güzelliği ve çekiciliği ile ön planda bir kadın. Vorenus sefere çıktıktan sonra uzunca bir süre ondan haber alamayınca onu öldü zanneder. İki kızıyla birlikte kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenerek, kendi geçimlerini de sağlayabilmiş. Sevdiği adam savaştan bambaşka biri olarak geri döner.



Gaius Octavian : Atia’nın oğlu, Caesar’ın yeğeni. Büyümüş de küçülmüş bir adam hatta bir filozof. Küçücük yaşına rağmen, politika ve felsefe alanlarına çok ilgili.

Julii Ailesi’nden Octavia : Atia’nın tek kızı, Caesar’ın bahtsız yeğeni. Genç, güzel bir kadın; dizideki en iyi, hatta tek iyi karakteri.












Julii Ailesi’nden Atia : Caesar’ın yeğeni, Octavia ve Octavian/Augustus’un annesi, Mark Antony’nin sevgilisi. Çok hırslı, zeki ve acımasız bir kadın. Güç için ve rakiplerini alt etmek uğruna kendi çocuklarını bile hiç düşünmeden kullanabilir.


Juni Ailesi’nden Servilia : Marcus Junius Brutüs’un annesi, Caesar’ın uzatmalı sevgilisi. Asil, inandığı tanrılara sıkı sıkıya bağlı, yıllardır sevgilisi Caesar’a ölümüne sadık bir kadın.






















Marcus Junius Brutüs : Servilia’nın biricik oğlu, Roma Senatosu’nun saygın üyelerinden biri. Küçük yaşta sırtına ağır yükler yüklenmiş, bu yüklerin altından kalkmaya çalışıyor. Annesinin sevgilisi Caesar’ı bir baba figürü olarak görmekte ve oldukça sevmektedir. Bu sevgisi ve doğru bildiği şeyi yapmak arasında kalacak ve tarih boyunca yaptığı seçimle ihanetin bir sembolü olarak resmedilecektir.

Gaius Julius Caesar : Roma’nın o dönemki en güçlü, en ihtişamlı komutanı. Zeki bir adam olsa da politik oyunlar yerine, askeri başarılarla rakiplerini alt etmek istiyor.

Marcus Antonius : Caesar’ın sağ kolu, en büyük destekçisi, Atia’nın tutkulu aşığı. Hırslı ve kurnaz bir üst düzey asker, aynı zamanda zeki bir senato üyesi. Kadınlara fazlasıyla düşkün.

Cleopatra : Çekiciliği ve cazibesi ile ün yapmış bir kadın. Güzel olduğu kadar, zeki ve güçlü de. Erkekleri kukla yapma konusunda ustalaşmış bir kadın. Kadınsılığı ile hem Caser'ı hem de Antonius'u avucunun içine almıştır. Dizide pek az gözükmesine rağmen görüldüğü her an kendine hayran bıraktırıyor.




Bu yazı için Rome dizisinin kadınları diye başlık atsaydım daha uygun olurdu sanırım. En sevdiğim karakterlerin resimlerini koyayım derken bir bakmışım kadın ağırlıklı bir yazı olmuş. Dizinin en ilgi çekici yanı kadınlardı ama. Bütün güç, tutku, hırs savaşlarında kadınlar baş roldeydi.

Son fotoğrafları da paylaşmadan bitirmeyeyim bu yazıyı. Geçmiş zaman dizilerinin en sevdiğim yanı saçlar, aksesuarlar ve kıyafetler. Yukarıda da aşağıda da görebileceğiniz gibi kadınlar bunu çok güzel taşımışlar.







Çok uzun bir yazı oldu ama ne zamandır bir dizi yorumlamıyordum. İyi oldu böyle.



Mutlu günler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder